16 Haziran 2011 Perşembe

Yirmilik Diş Ameliyatı ve Sonrası

Evet kendisi bizzat başımdan geçen bir olaydır. 2 ay önce kadar dayanılmaz bir ağrı ile diş doktoruna gittim. Yirmilik dişin var (gömük diş) abse yapıyor bu sebeple alınması gerekiyor dediler. 2 ay sonrasına da gün verdiler. Zaten burda bir mantıksızlık olduğu belliydi yani neden hemen almaya kalkmadılar bilmiyorum. Neyse antibiyotikle falan abseyi kuruttuk ağrılar geçti.
Ameliyat günü geldi ama benim hiç ağrım sızım yoktu, yine de saha sonra başıma bela olur diye aldırayım dedim ve Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinin yolunu tuttum. Benden önce biri daha vardı aynı ameliyatı olacak, çocuk 15 dakikada çıkıverdi. Bu sürenin 7-8 dakikası narkoz etkisini bekleme olsa 7-8 dakikada da operasyon tamamlanmış demek oluyor. Oh dedim ne rahat ameliyatmış, aslında ameliyat bile değilmiş normal diş çekiminden tek farkı damak içine gömük olması herhalde.
Ameliyat;

Sıram geldi, içeri girdim, koltuğa oturdum, rahattım aslında, hatta doktor hazırlanırken sorular falan sordum, ameliyatın onun için zor olup olmadığını sordum mesela. "Ya gömik diş ameliyatı giriş seviyesi bir ameliyattır, en basitidir" dedi. İçim iyice rahatladı.
Sonra narkoz vurdu, tuttuktan sonra da neşterle dişin üzerindeki damağı kesti. Bu aşamada hiçbirşey hissetmedim. Sonra elindeki başka bir aletle dişi yerinden kaldırmaya-oynatmaya çalıştı ama olmadı. Sonra doktorlar iki oldular. Bir sıkıntı olduğunu düşünmeye başladım çünkü bir önceki ameliyatın süresine bakarsak operasyonunun bitmiş olması gerekiyordu. Doktorun biri eline matkap gibi bişey aldı, dişi delmeye başladı. Bu delme işlemi de acıtmıyor ama baya baya hissediyorsunuz. Ama hissetmek derken şöyle anlatayım, ağzınıza bir sert bir cisim koyup onu ağzınızın içinde delmeye çalışmak gibi, acımaz ama hissedersiniz. Diğeri ise serum sıkıyor ve kanı temizliyordu sürekli olarak.
Anladığım kadarıyla dişi delerek zayıflatıp parça parça kerpetenle sökmeye çalıştılar. Ama bir türlü başaramadılar. Ya resmen kerpetenle abanıyorlar adamın ağzına. Utanmasa ayağını alnıma koyup öyle çekmeyi deneyecek. Çenem çıkacak sandım. Önce biri deniyor, sonra diğeri ver bakalım bir de ben deneyeyim falan diyor. 35 dakika uğraştılar arkadaş, ne toy doktorlarmış. Adam bi de bana diyo ki "sen neden aldırıyosun ki dişini? bak benimkiler bile hala duruyor". İyide benim ağzımda 50 tane makine, alet edevat var, küfür edemiyorum ki. Sanki ben dedim illaha alın benim dişimi diye. Başım dönmeye başladı, artık ağrıdan mı sinirden mi narkozdan mı bilmiyorum. Zar-zor söktüler dişi sonra da damağı diktiler.
Yazılan ilaçlar: Ağru kesici, antibiyotik ve gargara.

- Ameliyattan önceki zaman için tavsiye vermek gerekirse, korkmayın.
- Ameliyat videoları izleyip panik yapmayın ve kesinlikle ameliyat olun. Çünkü gömülü dişin çürümeye başlaması tam bir kabus. o zaman o dişi almak daha zor bir hal alıyormuş. O yüzden ne kadar sıkıntılı olsa da bu ameliyata girin.
- Benim yukarıda yazdıklarım da normal şeyler, tabi özel bir hastaneye giderseniz nasıl olur? Daha rahat oluyor diyen var, yok değil.
Ameliyat günü;

Şimdi ameliyattan çıktınız, ve rahatlamış hissediyorsunuz ama macera daha yeni başlıyor narkozun etkisi geçtikçe suratınıza balyozla vurulmuş gibi bir ağrı kendini göstermeye başlıyor. Kanama uzun süre devam ediyor, ağzınızda biriken kanı tüküremiyorsunuz. Ağzınızı açamıyorsunuz bile. Ağrı sizi ağlatana kadar devam ediyor, ve siz ağladıktan sonra da azalmıyor malesef.

- Gargara hariç ilaçları derhal kullanmaya başlayın yoksa ağrı dayanılmaz oluyor. Gargara hariç dedim çünkü ben denedim çok yaktı ve yaraya zarar verdiğini hissettim. Ağrı kesiciyi günde iki kere yazarlar. Eğer ağrınız fazla ise ve prospektüste aksi yazmıyorsa günde 3 kere alabilirsiniz.
- Ameliyattan bir saat sonra doktorun koyduğu pamuğu çıkarın ve yenisini koymayın. Pıhtılaşma kolay olsun diye. Ayrıca sizin yeni koyduğunuz pamuk ne kadar steril olabilir ki? Yaranın İltihap kapma olasılığı var.
- Suratınıza dışarıdan buz ile soğuk baskı yapın sürekli. Ertesi gün çok şişmesin diye.
- Sadece sıvı gıda tüketin. Çorba (pipetle), süt, meyve suyu vs. Ben yatmadan önce yavaş yavaş bir paket çubuk kraker bile yedim.
- Uyurken ağrı artabilir. Bunun sebebi kan dolaşımıdır. Yastığınızı yükselterek daha rahat uyuyabilirsiniz.
İkinci gün;

Biraz suratım şişti, ağrım azaldı. Yutkunurken acı çekmiyordum ağzımı daha rahat açabildim. Yatmadan önce bir bakayım dedim, dikişlerim düşmüş.
- Menünüzü biraz genişletebilirsiniz. Kaşıkla yenebilecek püre kıvamında gıdalar. Ben patates püresi yedim mesela, harikaydı :) (ahada tarifi)
- Suratınıza sıcak baskı yapmalısınız. Ütü yardımı ile bir havluyu ısıtabilir yada sıcak su torbası kullanabilirsiniz.
- Gargaraya başlayın hatta çok dikkatli bir şekilde dişlerinizi fırçalamaya da başlayın. Ağzınızın hijyenine çok özen gösterin zira ağzınızda bir yara var. İltihap kapmasını ve haftalarca uğraştırmasını istemeyiz.

Üçüncü gün;

Ağrım neredeyse yok denecek kadar azaldı. Ekmek hariç diğer gıdaları tüketmeye başladım. Ama hala hissediyorum, zorladığımda patlayacak gibi.

Dördüncü gün;

Sabah akşam patates püresi yemekten bıktığım için arkadaşlarımın mangal teklifini geri çeviremedim ve şansımı denemek istedim. Sadece balık yerim diyordum, ama yine ekmek hariç herbirşeyi de sildim süpürdüm :) Ekmek içini yedim fakat sert yerleri zorladı.

Bundan sonrasının da çok sıkıntılı olacağını pek sanmıyorum, antibiyotik'e bitane kadar devam. Gargara yapmak ve diş fırçalamak çok ama çok önemli, dikkatli olunuz.

Hadi geçmiş olsun :)

25 Dolarlık Bilgisayar

Uluslararası oyun geliştiriciler arasında tanınan bir isim olan David Braben (ben yeni tanıdım kendisini) usb bellek büyüklüğünde, maliyeti ise 25 dolar olan bir bilgisayar yapmış. Adı Raspberry Pi. Amacı ise öğrencilerin bilgisayar sistemlerine ulaşımını kolaylaştırmakmış (özellikle üçüncü dünya ülkeleri için olsa gerek).
Üzerindeki HDMI bağlantı noktası ile 1080p görüntü verebiliyor. Klavye ve fare usb girişi ile bağlanıyor. Bellek kartı girişi sayesinde, taktığınız kart kadar bir depolama alanı ve Linux desteği mevcut.


12MP kamera modulü.

Yani bu abimiz diyor ki, biz bu bilgisayarlardan alalım çocuklarımıza verelim bozulacak diye dert etmemize gerek yok zaten çok ucuz. Akşama kadar oynasınlar program yazsınlar, programlamayı temelden öğrensinler. Çok başarılı bir çalışma olmuş bence.
Bbaben demiş ki"2000'li yılların başından beri bilgisarlara dair eğitim metodolojisi kelime işlemcileri açıp yazı yazmak, birkaç süslü sunum hazırlamak ve benzer temel bilgisayar becerileri üzerine odaklandı. Oysa ben temel programlama mantığı, bilgisayarın gerçekte ne olduğunu anlamalarını sağlayacak bilgilaerin yeniden eğitim sisteminin bir parçası olması gerektiğini düşünüyorum". Alkış istiyorum.

Raspberry Pi Ubuntu 9.04'ü çalıştırıyor

Raspberry Pi özellikleri:
  • 700MHz ARM11 (işlemci)
  • 256MB of SDRAM
  • OpenGL ES 2.0
  • 1080p30 H.264 high-profile decode (görüntü bağdaştırıcısı)
  • Composite and HDMI video output
  • USB 2.0
  • SD/MMC/SDIO memory card slot (hafıza kartı girişi)
  • General-purpose I/O
  • Open software (Ubuntu, Iceweasel, KOffice, Python) (açık kodlu işletim sistemi desteği)
Bu da web adresi.

Yaratıcı Bir Özgeçmiş


5-6 yıldır Bilim ve Teknik dergisi almıyorum. Geçen gün D&R'da gezerken gözüme ilişti, fiyatı da makul gelince dayanamadım aldım. İçerik benim abone olduğum zamanlara göre biraz farklı. Dergi sanki satışı biraz artırabiliriz düşüncesiyle, daha dikkat çekici, daha yüzeysel bir hal almış. Yani şu açıdan sevindim çünkü sanıyorum artık sadece akademisyenlere hitab etmiyor sanırım. En son takip ettiğim dönemlerde şöyle bir makale vardı; Bir denizaltı ses hızını geçerse ne olur? Sanırım bu makaleden sonra koptuşum dergiden.
Neyse işte, dergide teknoloji haberlerine bakarken "Teknoloji Bir Özgeçmişi Ne Kadar
İlginç Hale Getirebilir?" başlıklı haber çko hoşuma gitti şimdi onu paylaşıyorum.
Victor Petit adlı bir öğrenci, staj başvurusu yapacağı şirkete özgeçmişinin yanında bir de
büyük boy fotoğrafını yolluyor. Fakat fotoğrafın ağız kısmında, bir kare barkot bulunuyor. Bu
kare barkodu bir iphone'a okutan işveren youtube'tan bir video ile karşılaşıyor. İşveren bu
videoyu da izlerken iphone'u fotoğrafın üzerinde belirtilmiş olduğu gibi yerleştirirse, Victor
arkadaşımızın konuşan fotoğrafı ile karşı karşıya kalıyor. İyi bir özgeçmişin iş görüşmelerinde
ne kadar etkili olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yönteminde işveren üzerinde çok büyük etkisi
olacağı aşikar, tabi iphone'u varsa :)
Yaratıcı arkadaşımızın web adresi.
Özgeçmişin videosu.